Alican yaz tatilini çay ocağında babasına yardım ederek geçiriyordu. Müşterilere çay servisi yapıyordu. Sehpaları tabureleri masaları sandalyeleri düzenliyor ve siliyordu. Çay bahçeleri deniz kıyısındaydı. Kıyıda sandallar vardı. Bazen de kıyıda oltayla balık tutanlar olurdu.
Alican babasından çayı aldı dışarıya müşteriye götürüyordu ki kıyıda bir güvercinin çırpındığını gördü. Bir anlam veremedi. Müşterinin çayını verdi. Hemen kıyıya koştu. Güvercine yaklaştığında güvercinin misina dolaşığına bulaştığını gördü. Bir hamle yaptı ama güvercin kanatlandı. Güvercin çok zor uçuyordu ve misina dolaşığı kanatlarının hareketini yavaşlatıyordu. Güvercin alçaktan uçuyordu ve kısa bir müddet sonra kondu. Alican güvercine doğru koşmaya başladı. Koştu koştu güvercine yaklaştı. Güvercin tekrar uçmaya çalıştı bir müddet daha gitti. Otları uzun çimenli tarlaya kondu. Alican tekrar koşmaya başladı bu sefer yakalamalıydı. Tarlanın çitini aştı koştu güvercine yaklaştı. Güvercinin uzun otların içine konmuş olduğu için havalanması bu misina dolaşığı ile mümkün gözükmüyordu. Ali can hemen atıldı ve güvercini yakaladı.
Güvercin çok yorulmuştu. Tabi Alican da yorulmuştu. Alican güvercinin kalp atışlarını hissedebiliyordu. Hemen çay bahçesine yöneldi. Güvercini babasına götürdü. Babası misina dolaşığını inceledi. “ Çok kötü sarılmış kanatlarına,” dedi. “Bir makas olacaktı.” eliyle işaret ederek çekmeceyi gösterdi. Alican makası aldı babasına verdi. Ali can güvercini tuttu. Babası misinaları keserek güvercini misinadan kurtardı.
Alican su vermeye çalıştı ama güvercin çok korktuğu için su içmedi. Sonra Alican dışarı çıktı babasına, “Bırakıyorum baba. “Bırakalım Alican.” dedi ve güvercin havalandı. Çok sağlıklı uçuyordu. Gök yüzüne yükseldi ve gözden kayboldu. Babası, “bu gün çok büyük bir iş yaptın Alican,” dedi. “Evet baba iyi ki yaptık,” dedi ve huzurluydular