BEYAZ AYAKKABILAR

Tarihte orta büyüklükte bir şehir vardı. Bu şehir kervanların geçtiği yol üzerindeydi. Şehrin kendilerine ait özel bir kutlama günü vardı. Ogün şehir meydanında bir araya toplanılır eğlenceler yapılırdı. İnsanlar birbirlerine hediyeler alır şehrin kralına da onun gönlünü kazanmak için küçük küçük hediyeler alırlardı. Bu şehrin insanları krallarını çok severlerdi. Bu şehrin yamaçlarına doğru yeşilliklerin ve ağaçların içerisinde evi olan küçük bir kız ve annesi yaşardı.

Annesi kızına iki hafta sonra şehir kutlaması olacak çarşıya çıkalım biraz alış veriş yapalım dedi. Kızı Ayşe de evet anne bir çift ayakkabıya ihtiyacım var dedi. O zaman yarın çarşıya çıkalım Ayşe dedi.

Yarın oldu. Anne kız hazırlandılar. Şehir merkezine doğru yola çıktılar. Çarşıya ayakkabıcıları dolaştılar. Ayşe rengi beyaz olsun istiyordu. Beyaz boyalı ayakkabı derisini bir ayakkabıcıda buldular. Ayakkabıcı bu deriyi doğudan bir kervanın getirdiğini söylüyordu. Ve bu derinin perilerin yaşadığı bir yerden geldiğini söylüyordu.   Ayşe ayakkabıcıya tamam benim ayakkabım bundan olsun dedi.  Ayakkabıcı Ayşe’nin ayak ölçüsünü aldı ve iki gün sonra ayakkabın hazır olur küçük hanım dedi. Anne ve kızı ayakkabıcıdan ayrıldılar çarşıda dolaştılar birkaç alış veriş yapıp eve döndüler.

Ayşe’lerin bahçeli evleri vardı. Evlerine komşu bir çok bahçeli evlerde vardı.  Komşu arkadaşları vardı onlarla oynardı.

İki gün oldu Ayşe ve annesi hazırlandı yola çıktılar. Ayakkabıcıya vardılar. ayakkabıcı ayakkabıları yapmıştı. Ayşe ayakkabıları çok beğendi hemen giyeyim dedi. Kendi ayakkabılarını çıkarttı. Beyaz ayakkabıları giydi. Ayakkabılar çok rahat olmuştu.  Ayşe ayakkabıları çok beğendi. Biraz yürüdü evet gerçekten çok iyiydi ve çok hoşuna gitmişti.

Sonra ayakkabıların ücretini verip ayakkabıcıya teşekkür ettiler. Daha sonra çarşının içinden yola koyuldular. Eve vardılar. Akşam oldu Ayşe beyaz ayakkabılarını yatağının baş ucuna koyup uykuya daldı sabah oldu kahvaltıdan sonra Ayşe annesine yeni ayakkabılarımı bir kere giyip dışarı çıkayım dedi. Biraz gezip sonra çıkartırım dedi. Şenliklere gidene kadar bir daha giymem dedi.  Annesi olur dedi. Ayşe beyaz ayakkabılarını giyip kapılarının önüne çıktı. İleriye kadar yürüdü karşıdan köpeği olan bir kadın geliyordu. Köpek Ayşe yi  gördü  havlayarak Ayşe nin üstüne doğru geliyordu. Ayşe hemen eve doğru koşmaya başladı. Ama köpek Ayşe’ye çok yaklaştı tam ısıracakken Ayşe birden ayakları yerden kesildi ve eve uçarak gitti.  Ayşe de ne olduğunu tam anlamadı ben galiba uçtum dedi. Kadın onun uçtuğunu görmüştü. Kadın Ayşe’lerin evine baktı ve sonra oradan köpeğiyle birlikte ayrıldı.  Ayşe kadın gittik den sonra dışarıyı iyice kontrol edip dışarıya çıktı. Ayakkabıların tekrar uçmasını sağlamak istiyordu. Zıplıyordu beyaz ayakkabılar uç uç diyordu. Ama ayakkabılar uçmuyordu.  Sonra koşmaya başladı yine ayakkabılar uçmuyordu. Hızlandı perili beyaz ayakkabılar uç dedi Ayşe yerden havalandı uçmaya başladı.  Ayşe evet uçuyorum dedi.  Ayşe yere kon dedi ayakkabılar yere kondu.  Ayşe hemen etrafına baktı kimsecikler yoktu.  Kimse görmemişti. Hemen eve gitti ayakkabılarını çıkarttı. Ayakkabılığa koydu. Şenliklere kadar giymeyecekti.

Ertesi gün daha önceden gördüğü o köpeği olan kadın elinde sepet oyuncak bebeklerim var diyerek bağırıyordu. Ama köpeği yanında yoktu.

Ayşe köpek olmadığını kontrol etti. Ve kadının yanına gitti. Kadın sana oyuncak bez bebeklerimden birini vereyim dedi.  Ayşe baktı bebekleri çok beğendi ama alacak parası yoktu. Kadın eğer paran yoksa şu bebeği ücretsiz veririm sana dedi. Ama dedi geçenlerde giydiğin o ayakkabıları bana göster. Sadece ayakkabılarına bakmak istiyorum.  Çok hoşuma gitmişti kızıma da o ayakkabıdan yaptıracağım da yakından görmek istiyorum dedi. Bunun üzerine Ayşe evden ayakkabılarını aldı ve kadına gösterdi. Kadın yakından inceleyeyim dedi ve eline aldı inceliyor gibi yaptı. Sonra kolundaki sepeti yere attı ayakkabılar elinde kaçmaya başladı. Ayşe bir an şaşırdı ve hemen peşinden koşmaya başladı.  Kadın kaçıyordu yetişmek çok zor. Ayşe annesine bağırıyor. Ayakkabıları mı çaldılar ayakkabılarımı çaldılar diye ama kadın çoktan uzaklaşmıştı.

Ayşe nefes nefese kalmıştı.  Çok yorulmuştu. Çaresizce üzüntü içinde eve döndü. Annesine durumu anlattı. Annesi de üzülmüştü. Ama kızını teselli etmeye çalışıyordu. Yine çarşıya gider ayakkabı yaptırırız sana diyordu. Ama Ayşe o beyaz ayakkabının uçtuğunu biliyordu ama annesi bilmiyordu. Annesine şenliğe evdeki ayakkabılarımla giderim. Hem zamanda kalmadı. Şenlik iki gün sonra dedi. Bu sefer böyle olsun anne ne yapalım da sonra uygun bir zamanda ayakkabı alırız dedi.

Şenlik zamanı geldi anne kız hazırlandı. Şehir meydanına doğru yola çıktılar. Meydanda şenlikler başlamıştı sihirbazlar. Cambazlar gösteri yapıyorlardı. Bu gösteriler Ayşe’yi büyülüyordu. Artık hüznünü unutmuştu. Yöresel oyunlar halk dansları müzikler.  Büyüleyici bir hava vardı. Tellal davul çalarak dikkatleri üzerine çekiyor ve bağırıyordu iki saat sonra kralımız kıymetli eşi prenses ve küçük kızları aramızda olacaklar tüm halkımıza duyurulur. Diyerek dolaşıyordu. Anne ve kızı gösterileri seyrediyordu.

Daha sonra nöbetçi görevliler meydanın orta kısmını boşalttırarak halkı geniş bir daire etrafında topladılar.  Karşıda yüksekçe kralın ve ailesinin oturacağı bir yer vardı. Bütün eğlenceler susmuştu. Sessizlik vardı. Sadece çocuk sesleri oluyordu bazen.  Kral ve ailesi bekleniyordu.

Uzun borozanlar öttü kral prenses ve Küçük prenses yavaş adımlarla yerlerini aldılar. Kral ve eşi halkı selamladılar sonra yerlerine yerleştiler. Bütün halk onları izliyordu.

Daha sonra krala hediye vermek isteyen insanlar tek sıra halinde sıralandılar. İnsanlar hediyelerini halka göstererek sonra krala dönüp saygı selamında bulunarak hediyelerini bırakıyorlardı.  Kral ve eşi onları selamlayarak teşekkür ediyordu.

Ayşe ve annesi onları seyrediyorlardı.  Bir ara Ayşe’nin dikkatini hediye vermek için kralın karşısına geçen bir kadın çekti. Evet o diye bağırdı Ayşe. Anne  işte bu kadın benim ayakkabılarımı alan bu kadın. Kadının elinde ayakkabıları gördü. Kadın ayakkabıları halka gösterip sonra krala döndü ve bu ayakkabılar uçan ayakkabıdır. Bu ayakkabılar sizlere kabul ederseniz hediyem olsun efendim. Dedi. Ama Ayşe bağırıyordu. Annesi susturmaya çalışıyordu. Ama kral Ayşe’yi duymuştu. Askerlerine emir verdi. Getirin buraya o küçük kızı. Dedi.

Askerler Ayşe’yi yanlarına aldı.  Annesi de onları takip ederek kralın huzuruna geldiler. Kral söyle bakalım  küçük hanım bu beyaz ayakkabılar senin mi , Evet  sayın kralım  benim bu ayakkabılar uçan ayakkabıdır ben yaptırdım dedi.  Kadın atıldı hayır efendim benim dedi evet bu ayakkabılar uçuyor. Eğer ayakkabılar olursa kızınız giysin kızınızda uçar dedi.  Kral kızına seslendi giy şu ayakkabıları  bir dene bakalım dedi.  Kızı ayakkabıları giydi ayakkabılar kızına olmuştu. Kadın koşsun o zaman uçar dedi.  Kral kızına koş bakalım dedi. Kız meydanı çepe çevre koşmaya başladı ama uçamıyordu. Sonunda kralın yanına  geldi kadın efendim dedi  hızlı koşsun dedi o zaman uçar.  Dedi . Kız tekrar koşmaya başladı. Hızlandı ama yine uçamıyordu. Sonun da  kral  küçük hanım sen giy dedi bu  beyaz ayakkabıları dedi. Ayşe ayakkabıları giydi. Halkın önünde daireyi çepe çevre koşmaya başladı. Uç perili beyaz ayakkabı uç dedi. Ayakkabı yerden havalandı. Ayşe uçmaya başladı. Çevrede iki tur attı.  Kralın karşısında durdu. Kral o kadını aradı ama kadın ortalıkta gözükmüyordu.  Bütün dikkatler uçan Ayşe’nin üzerindeyken  kaçmıştı. Kral Ayşe’ye dönüp ayakkabılarını alan kadından davacı  mısın dedi. Ayşe annesine döndü ne yapayım der gibi baktı.  Annesi o korku ona yeter boş ver davacı olma dedi.  Ayşe de krala dönüp davacı değilim sayın kralım dedi.  Kralda tamam kızım dedi bir uçta inşanlar seni seyretsinler dedi. Ayşe tekrar  koşmaya başladı  ve insanların üzerinde uçuyordu. İnsanlar onu seyrediyordu. Ayşe çok mutluydu. Uçan perili ayakkabılarına kavuşmuştu.