Mustafa annesinden izin alıp sokağa çıktı. Dışarıda çocuklar bilye oynuyordu. Oda oyuna katılabilmek için bakkala gitti. Bilye satın almak istedi. Ama bakkalda bilye yoktu üç gün sonra gelecekti. Bunun üzerine Mustafa arkadaşlarına yöneldi. Onlardan parasıyla bilye istedi. Onlarda bilyemiz az ancak oynayabilecek kadar var veremeyiz dediler. Mustafa bilye oynayamıyordu çok üzgündü. Eve gitti babasını telefonla aradı. Babasına, “Çarşıdan cam bilye alıp akşama getirmesini,” söyledi. Babası da, “olur getirim,” dedi. Mustafa’nın babası
otomobil tamircisiydi. Servisi vardı. Akşama babası geç kalmıştı. Serviste yetişmesi gereken otomobiller vardı onun için çarşıya gecikti. Ne yapmalıydı. Otomobillerden çıkma bilye taneleri vardı. Yirmi adete yakın aldı temizledi ve bir kutuya koyup cebine attı. Akşam eve geldiğinde Mustafa uyuyordu. Sabah oldu Mustafa
uyandı. Babası zaten kalkmıştı. Mustafa babasının yanına gitti. Babası içinden inşallah beğenir diyordu. Yapacak bir şey yoktu. Mustafa’ya demir bilyeleri uzattı. Mustafa baktı pırıl pırıl ama demirdendi. Mustafa’nın hoşuna gitti ama bu bilyelerle oyun oynanır mı? Arkadaşları kabul ederler mi önemli olan bu diye düşünmüş. Kahvaltıyı yaptı sonra sokağa çıktı. Bilyeleri arkadaşlarına gösterdi. Arkadaşları demir bilyeleri çok beğendiler. Değişme önerdiler. İki cam bilyeye bir tane demir bilyede anlaştılar. Mustafa’nın on tane cam bilyesi oldu . Mustafa’da oyuna katıldı. Akşam olmuştu. Mustafa eve gelen babasına çok teşekkür etti. Babası her ihtimale karşı çarşıdan cam bilye almıştı. Ama problem çözüldüğü için çok mutluydu.