Annesi Yusuf’a ara öğün olsun diye kaşarlı tost yapıp verirdi. Yusuf kaşarlı tostunu alıp sokağa çıkardı. Sokakta yerdi. Ama bir sıkıntısı vardı . Ne zaman kaşarlı tostu ile sokağa çıksa komşunun köpeği Kara hemen yanına gelir kaşarlı tosttan istercesine ona bakardı. Yusuf’ta tostundan bir parça koparır ona verirdi. Ama kara hemen bitirip tekrar Yusuf’a dönerdi. Yine istercesine bakardı ve Yusuf’un tostuna ortak olurdu.
Bir gün Yusuf annesine iki tane tost hazırlamasını söyledi. Daha sonra tostları alıp sokağa çıktı. Nasıl haberi olur bilinmez komşunun köpeği Kara hemen oraya gelirdi. Yusuf kaşarlı tostunun birini ona verdi . Diğerini de kendisi yemeye başladı. Yusuf tostunu bitirmeden kara tostu bitirdi. Kara bana da ver dercesine Yusuf’a bakmaya başladı. Yusuf bir parça daha verdi. Çoğu kaşarlı tostu Kara yemişti.
Yine bir gün annesi Yusuf’a iki tost hazırladı. Yusuf sokağa çıktı. Hemen kara geldi. Yusuf tostun birisini karaya verdi. Kara tostu yerken o sokağın içinde evlerin arasına saklandı. Orada Yusuf tostunu yemeye başladı. Tam tostunu yarılamıştı ki karayı karşısında gördü. Beni bu nasıl buluyor anlamadım gitti demiş ve tostundan bir parça koparıp ona vermiş.
Akşam olmuş Yusuf annesi babasıyla akşam yemeğine oturmuşlardı. Yusuf annesine karanın yaptıklarını anlatmış, “Bu köpek beni nasıl buluyor anne,” demiş. Annesi de, “Köpeklerin burnu insanlara göre çok hassastır. Koku alma duyuları çok güçlüdür bu sayede nerede yiyecek var hemen bulurlar,” demiş. “Hayvanların yiyecek bulmaları için bazı duyularının gelişmiş,” olduğunu söyledi. “Hayvanlar bu sayede karınlarını doyururlar. Ve can güvenliklerini bu sayede korurlar.”
Yusuf o günden sonra Kara’ya hem tost hem de diğer yiyeceklerden verdi.