KUKULETALI CADI MASALI

Eski  tarihlerde  bir ülke ve  bu ülkenin  bir kalesi varmış.  Bu kalede  kral ve eşi kraliçe ve oğlu prens yaşarmış  Ama  kaleye yakın bir orman içinde bir cadı yaşarmış. Bu cadı sürekli kukuleta giydiği için ona kukuletalı cadı diyorlardı. İşi hep kötülük yapmakmış.  Sevenleri bir birinden ayırmaya çalışırmış.

Kukuletalı cadı  kralın oğlu prense aşıkmış. Prens çarşıya indiğinde oda çarşıya gidermiş ve prensle konuşabilmek için  prensin yanına yaklaşmaya çalışırmış  ama askerler cadıyı prense yaklaştırmazlarmış. Kukuletalı cadı prensle ben evlenmeliyim diye düşünürmüş ama nasıl.yapacağım diye kara kara düşünürmüş. Prensi nişanlısından  ayırmalıyım dermiş.

 

Bir gün cadı evinde otururken  aklına kötülük dolu bir fikir gelmiş.  Hemen bir plan yapmış ve işe koyulmuş. Orman içinden   iksir yapmak için  çeşitli otlar toplamış. Hemen bu otları kara kazana  doldurdu ve kazanı kaynatmaya başladı.  Kaynarken çeşitli tozlar kattı.  Karıştırdı karıştırdı. Şimdi olmuştur deyip soğumaya bıraktı. Ve bu iksirden içenler benim emrim altına girsin diyerek iksire emretti. Büyü yaptı. Sabah oldu .  Kukuletalı cadı bir kepçe ile  iksirden aldı ve kapının önünde  geyiklerin su içtiği yalağa döktü. Sonra geyiklerin gelmesini bekledi.  İki geyik geldi  suya yöneldiler  sudan içmeye başladılar sonunda içmeyi bıraktıklarında suda cadının  yüzü  geyiklere gözüktü ve cadı o görüntüsünde  artık benim emrimdesiniz  dedi.  Geyikler ürktü. Bir anlam veremediler. Ve cadı onlara   emretti  hemen ikiniz birbirinizle kavga edin dedi. Bunun üzerine  geyikler hiç düşünmeden kavgaya  tutuştular. Birbirlerini  çok hırpaladılar sonra cadı emretti durun dedi. Ve geyikler durdu.  Artık iksir işe yaramıştı.  Kukuletalı cadı hiç vakit kaybetmeden  orman içlerine ve derinliklerine kadar kaplar içinde  iksirli sudan koydu. Amacı tüm hayvanları emri altına almaktı. Cadı sürekli ormana  kaplar içinde iksirli su  yerleştirmeye devam etti.

Sulardan içen hayvanlar suda cadının görüntüsünü görüyorlar  ve cadının emrim altındasınız sözünü duyuyorlardı. Kurtlar çakallar  tilkiler ayılar geyikler  ve bütün hayvanlar çoğunlukla  emir altına girdiler . Girmeye de devam ediyorlardı. Bir akşam yağmur yağdı ve iki geyiğin içtiği yalaktaki su taştı ve cadının içme suyuna karıştı. Ama cadı bundan habersizdi.

Artık cadı yeterince beklemişti. Artık harekete geçme zamanıydı.   Eliyle  kaleyi işaret edip  emrim altındakiler kaleye yürüyün dedi. Bu sesi  içlerinde duyan  ormanın en derin yerindeki bir kurt dahi  kaleye doğru yürümeye başladı. Bütün hayvanlar kaleye doğru yürümeye başladılar. Kukuletalı cadı  uzaktan onları izliyordu. Hayvanlar  kale önüne geldiler. Kral bu kadar hayvanın kalenin önüne gelmesine bir anlam veremedi. Cadı emir verdi saldırın dedi. Hayvanlar saldırıya başladı.  Kartallar  geniş kanatlarını açtı  kurtları sırtından tutup havalandılar  ve kurtları kale içine indirdiler daha sonra çakalları tilkileri indirdiler.  Atmacalar şahinler  kale kapılarının kilitlerini açtılar ayılar ve geyikler kapıları açtılar . Kimse karşı koyamadı ve kale işgal edildi. Kimse karşı koymadığı için kimse yaralanmadı. İşgalin  üzerine  kukuletalı cadı  kaleye geldi ve kralın karşısına çıktı. Kral “ niye hayvanlara kaleyi işgal ettirdin”. Cadı hemen atıldı. “Çünkü ben kraliçe olacağım ve oğlunuz prensle ben evleneceğim. Sizde krallığı bırakacaksınız”. dedi. Kral “oğlumun  nişanlısı var bende krallığı sana bırakmam  bu isteklerin olması mümkün değil”. Dedi.  Bunun  üzerine “başka şansınız yok kralım” dedi. Kral üzüntülüydü.. Kral kızarak “ ben kralsım sen benim emrim altında olmalısın” dedi. Bunu duyan kukuletalı cadı   şaşırdı..  kendiside  kralın bu emri karşısında   büyüye uğradığını anladı . İçme suyuma yanlışlıkla iksir karışmış diye düşündü. Ama yapacak bir şeyi yoktu o da hayvanlar gibi büyülenmişti.  Krala dönüp “ bütün emirlerini yerine getireceğim” dedi. Kral sordu cadı cevapladı.  Ve kral artık cadının kendi emrinde olduğunu anladı .  Ve bütün hayvanlar  ormanlarına döndüler.  Kukuletalı cadıda  kalede  insanların sağlığı için ilaç yapmakla görevlendirildi. Prens nişanlısıyla evlendi. Ülke tekrar mutluluğa kavuştu.