TOYGAR USTA’NIN KIZI MASALI

Bir zamanlar bir küçük kasaba varmış . Bu kasabada toygar adlı bir demirci ustası ile  ayça adında  kızı yaşarmış. Toygar usta komşularından bu kasabada yaşamaktan çok memnundular.

Çok soğuk bir kış geçiriyorlardı. Ayçanın canı sıkılmış atla karda biraz dolaşayım demiş.. Atını eyerlemiş . vahşi hayvanların saldırılarına önlem için  ok ve yayını almış ve toygar ustadan izin almış  ve yola çıkmış.  Kasabaya en yakın dağın eteklerine doğru yürümüş. Karacalar görmüş . tavşanlar tilkiler görmüş . Her yer kar içinde sular donmuş bir vaziyetteydi.  Bir müddet daha atını sürdü.Karşısına bir küçük köşk  çıktı. Biraz merakla etrafını döndü kimsecikler yoktu. Burası  devlet başı hakanın   yazın sıcağından biraz uzaklaşmak için geldiği ara ara uğradığı bir yerdi.

  Kar yağışı fırtınaya tipiye  dönmüştü . Geri dönmek için atını cevirdi yola koyuldu ama geri dönmek bu havada geri dönmek zor gözüküyordu. Bu köşkün içine girebilir miyim dedi ve hemen atından inerek atını köşkün giriş kapısına  bağladı . At orada tipiden biraz olsun korunabilir  idi.  Köşkün etrafını dolaştı  pencereler demirli kapılarda kilitli idi. Bacadan girsem diye düşündü. Tipi  Ayçayı rahatsız ediyordu. Bacaya çıkmak için  ilk önce çatıya çıkmalıydı. Atının üstüne çıktı oradan da çatıya çıktı. Sonra bacanın yanına gitti. Baca  içi genişti inebilirim dedi ve bacadan içeri  girdi bacanın  duvarlarına kendini sıkıştırarak yavaş yavaş aşağıya süzüldü. İnmişti ama üstü başı  yüzü gözü  ocaklığın isinden kapkara olmuştu. Etrafa bakındı odun vardı ve odunları tutuşturacak kav ve çakmak taşı ocaklığın yanı başındaydı.  Aslında onunda çakmak taşı ve kavı vardı  atının heybe sindeydi . Çakmak taşını çarptı  kavı yaktı ve ocağı tutuşturdu. Ocaklık yanıyordu . Dış kapıyı açtı  atın heybesinden   yiyecek birkaç lokma bir şey aldı . Tipi oldukça  yoğun bir şekilde devam ediyordu. Şansı vardı bu havada  kasabaya dönemezdi. İçeri  girdi yiyeceklerini atıştırmaya başladı . Sonra postun üzerine yattı ve Ayça uyuya kalmıştı. Epey bir müddet sonra uyandı ve gözlerini açtı. Karşısında kılıcını kuşanmış  bir asker hatta bir komutan . Kalktı etrafına baktı dört beş asker  daha Komutan “ben bu devletin başı hakanın oğluyum bunlarda askerlerim.”dedi.  Sizin devlet köşkünde ne işiniz var”. Ayça “tipi vardı tipiden korunmak için  köşke bacadan girdim.” “Komutan devletin köşküne izinsiz girdiniz”.dedi. Ayça “beni affedin “dedi.  Komutan belki affedecek ama diğer asker arkadaşları karşısında bunu yapamıyordu. Ama ayçaya “suçlu bulunmazsınız ama usulünde olsa  devletin kadısının karşısına çıkacaksınız” dedi. “Elinizi yüzünüzü bir yıkayın dedi.” Ayça ellerini yüzünü yıkadı..  ayça temizlenince  komutana çok hoş gözüktü. Komutan  ben onu af edersem   buradan ayrılıp gidecek bir daha onu göremeyeceğim diye düşündü. Ve onu affetmedi. Zaten kadı onu affedecekti. Bunu biliyordu. Kasabada ise toygar usta kızını aramaktan bitap düşmüştü. Artık kızını beklemekten başka çaresi yoktu..  Köşkte  dışarıda tipi durmuştu. Yavaş yavaş  kasabaya dönmek için hazırlıklar yapıldı. Ve daha sonra yola çıkıldı.. Komutanla ayça yol boyunca konuştular. Kasabaya vardılar . Toygar ustanın yanına vardılar. Toygar usta kızını görünce çok sevindi.. sonra kadının karşısına çıkıldı. Kadı ayçayı  affetti. Can güvenliği daha önemlidir dedi ve dava sonuçlandı.. Ayça  mutlu oldu. Epey   Bir zaman daha ayçayla  konuşmuşlar babasının dükkanına gitmişler . komutan toygar ustayı çalışırken biraz seyretti. Daha sonra   Ayça ve  Toygar ustaya vedalaşıp askerleriyle birlikte ayrıldı.

Bir hafta sonra toygar usta dükkanında çalışırken   iki atlı dükkanın önüne geldi. Birisi  bayandı . Attan indiler. İçeri girdiler. “Toygar usta sen misin “ dediler. “Evet benim” dedi.  “Ben  bu devletin başı hakanım . Bu bayanda benim eşim.” Dedi. “Buyurun devletin başı ulu hakanım” dedi. “Senin ayça  adında bir kızın varmış “. “Evet var gene bir suç mu işledi efendim” dedi. “Evet işledi. Toygar usta. Hırsızlık yaptı”. “Nasıl hakanım” dedi. “Benim oğlanın kalbini çalmış. Toygar usta. Onu  oğluma istemeye geldik” dedi.