Nazım usta sürgülü tahtanın üzerinde arabanın altında eksoz civatasını değiştiriyordu. Başı kopmuş cıvatayı söktü yeni cİvatayı taktı vira ederken gözüne arabanın altından toprak parçası düştü. O parçayı çıkarabilmek için başını yana eğdi dışarıya gözü ilişti. O sıkıntılı göz bakışında arabanın dışında iki bayan ayakkabısı iki güzel sütun gördü. Bir anlam veremedi. Bu kadın kim niye burada gözü sıkıntılı kendini dışarı çekti ve elinde anahtar elinde oturdu ve iki dizine kollarını koyup o kıza bakmaya çalışıyor. Kız babamın arabasını almaya geldim dedi. Sizin babanız kim dedi. Nazım usta . Biraz önce altında bulunduğunuz araba babamın dedi.
Yalnız biraz daha işleri var arabanın dedi.
Ben iki semt ötede lale kafeyi işletiyorum arabanın işi bitince birisi ile gönderebilir misiniz dedi.
Nazım usta gönderirim dedi. Ali beyin kızı saatine bakıp ben şimdi gideyim kolay gelsin dedi ve gitti. Akşam oldu. Ustalar gitti. Nazım ustada hazırlandı gidecekti birden hatırladı Ali beyin arabasını kızına getirmem lazım dedi. Arabayı alarak lale kafeye gitti. Lale kafenin garsonu dışarda idi arabayı görünce tanıdı ve dubaları kaldırarak arabaya yer açtı. Kafe sade çok şık bir durumu vardı. Kasaya doğru yol aldı Kasada iki bayan vardı birisi Ali beyin kızına benziyor dedi. Çünkü onu gördüğünde gözü sıkıntılıydı. O kıza arabanızı getirdim dedi. Kız usta arabayı sizinle mi yolladı. Siz ustanın patronu musunuz dedi. Evet dedi ama arabanın altındaki ustada benim dedi. Yanındaki kız tebessüm ederek baktı. Ali beyin kızı bir an şaşırdı.
Siz o musunuz dedi.
Evet ustalarım gidince ben getirmek zorunda kaldım dedi. Yanındaki kız iyi olmuş dedi. Ali beyin kızı kaşlarını çattı yanındaki kıza bir anlık baktı. Nazım usta arabanın anahtarını masanın üzerine koydu ben gideyim artık dedi. Ali beyin kızı borcumuz ne kadar dedi ödeyeyim dedi. Biz Ali beyle hallederiz dedi. Nazım usta.

Ben artık gideyim dedi.
Ali beyin kızı çay söyleyeyim dedi. Nazım usta başka zaman dedi. Ali beyin kızı alacağım vardı dedi. Nazım usta ben ısmarlarsam içeriz dedi. Tamam dedi Ali beyin kızı. Ama en çok sevinen Ali beyin kızının arkadaşı oldu. Ali beyin kızında kıskançlık hisleri oluşmaya başladı. Kendi kendine ne oluyor bana diyordu. Sonra bir birlerinin isimlerini öğrendiler Ali beyin kızının ismi Hülya arkadaşının ismi Çiğdem’di. Biraz konuştular havadan sudan sonra Nazım usta artık gideyim dedi. Hülya çaktırmadan evlilik yüzüğü var mı diye baktı yoktu içi biraz rahatladı. Sonra Nazım usta her ikisi ile tokalaşıp ayrıldı gitti. Çiğdem şimdi bu adam arabanın altında mıydı dedi. Hülya evet ama altında olduğu araba benimdi bunu sen unutma dedi. Çiğdem biraz tebessüm etti. Ama üzüntüsünü sakladı.
Birkaç gün geçti. Nazım usta lale kafeye gitti. Bir çay söyledi garsona uzaktan Hülya bakıyordu. Nazım usta Hülya tarafına baktı ve Hülyaya el salladı Hülya tebessüm ederek el salladı. Nazım usta çayını yavaş yavaş içiyordu. Kafeden içeriye hoş bir bayan girdi Hülya o bayana bakıyordu. Bayan Nazım ustanın masasına yönlendi Nazım usta hafif ayağa kalkar yaptı bayan oturdu. Hülya bir an durakladı onlara giden garsona işaret yaparak durmasını belirtti kendisi masaya yönelerek gitti.
Nazım usta kız arkadaşınız ne içmek ister dedi. Kız arkadaşı Nazım ustaya bakarak bir sütlü kahve içmek ister dedi. Yanına da orta şekerli bir antifiriz getirin dedi. Hülya o ne olacak ki dedi.
Nazım usta içecek dedi.

Hülya çok sert kayaya çarptığını anladı oradan sessizce ayrıldı. Kasadaki yerine oturdu. Böyle konuştuğuna göre karısıdır her halde dedi. Kötü kızlar hep iyileri alırlar dedi. Ne yapalım biz kötü olamıyoruz dedi. Bu kızın sözlerini düşündükçe Nazım usta Hülyada takıntı olma hali yarattı. Bir gün babasının arabasını aldı garsona arabanın farını kırın dedi. Garson kırmak mı Hülya hanım. Hülya arabanın tamire gitmesi gerekiyor dedi. Garson bir anlam veremedi. Hülya bir şey yapın arızalandırın arabayı dedi. Garson sileceğin birinin lastiğini koparalım en ucuz çözüm bu dedi. Hülya o zaman yapın dedi.
Hülya silecek lastiği kopmuş arabayı Nazım ustaya getirir. Ama Nazım usta yoktur diğer ustalar hemen takıp veririz derler. Hülya ben şimdi gitmem gerekiyor dedi daha sonra gelir alırım dedi. Ve gitti. Üç saat sonra tekrar geldi Nazım usta ordaydı Nazım ustaya benim arabam tamam mı dedi. Sizin arabanızın neyi vardı ki dedi. Silecek lastiği kopmuştu dedi Nazım usta ustalar yapmıştır dedi. Hülya Nazım ustaya hani geçenlerde kafeye gelmiştiniz ya bir bayanla o neyinizdi Nazım usta . Nazım usta nişanlım dedi. Hülya kızarak o zaman niye yüzüğünüzü takmıyorsunuz dedi. Nazım usta eline bakarak bizim meslekte yüzük tehlikeli oluyor dedi. Hülya içinden o zaman sende benim için tehlikeli oluyorsun dedi. Nazım ustaya en azından dışarda tak dedi. Ne önemi var ki dedi Nazım usta. Yok dedi nişanlın sana antifiriz içiriyor da onun için söylim dedi. Nazım usta gülümsedi. O öyledir dedi. Hülya ben gideyim dedi ve arabasına bindi gitti.
Aradan birkaç hafta geçti. Ali bey arabayı rutin bakım için Nazım ustaya bırakmıştı. Arabanın bakımını Nazım usta yaptı. Ve Hülya hanımı aradı. Hülya hanıma babanızın arabası burada bakımını biz yaptık dedi. Nasıl yapalım siz mi gelip alırsınız dedi. Hülya hanım bu duruma biraz şaşırdı Nazım usta onu bu zamana kadar hiç aramamıştı. Ben şimdi gelir alırım dedi. Tamam geliyorum dedi. Bir taksi tuttu. Birkaç semt ötede ki Nazım ustanın servisine gitti. Hülya Nazım ustaya geldi. Arabayı almaya geldim Nazım usta dedi. Hoş geldiniz Hülya hanım dedi. Arabanız hazır dedi. Hülya hanım size bir çay söyleyeyim içerim Nazım usta . Biraz sonra hülya Nazım usta nişanlınız nasıl dedi . Nazım usta bilmiyorum dedi.
Hülya nasıl yani .
Biz ayrıldık dedi.
Ya öylemi dedi Hülya . Üzüldüm . Nazım usta bir arkadaşımın doğum günü kutlaması var bu gün beni götürecek kimse yok. Beni siz götürebilirmisiniz.
Tabi. Olur götürürüm. Hülya hanım.
Ben hazırlanır akşam yedide lale kafede olurum. Beni kafeden alırsınız dedi.
Tamam hülya hanım saat yedide .
Şimdilik hoşçakalın.
Dedi ve hülya ayrıldı. Yolda çiğdemi aradı . Çiğdem bu akşam senin doğum gününü kutluyoruz.
Bu gün benim doğum günüm değil ki .
Olsun bugün senin doğum günün Bizde Nazım usta ile senin doğum gününe geleceğiz . Şöyle danslı müzikli bir yer olsun. Tamam Nazım usta geliyorsa uğraşmaya değer.
Doğum günü için mumlar üflendi pasta kesildi herkes doğum günü için Çiğdem’i kutladı. Garsonlar pastayı aldılar servislerini yaptılar. Hafif sesli bir müzik güzel bir ortam. Nazım usta bu yabancı insanlarla hemen diyaloğa girmedi o dinlemede kalıyordu. Ara ara Hülya onu söze katıyordu. Hülya ona sıcak ve samimi davranıyordu. Nazım usta konuşmaya katılmaya çalışıyordu. Hülyanın Semra diye bir arkadaşı var o da gülüyor kahkahalar eşliğinde katılıyor. Bazen Nazım ustaya göz ucu takılıyor her şey normal seyrinde gidiyor. Hülya Nazım ustaya bütün içtenliğiyle davranıyordu. Sonra bir erkek arkadaşları Nazım ustaya dönerek bu gün İngilizce kursuna kayıt oldum biraz İngilizcemi geliştirmek istiyorum dedi. İngilizce her yerde konuşuluyor ve kelime haznesi çok fazla dedi. Herkes ona döndü onu dinliyordu. Bizim Türkçemizin kelime haznesi fazla değil dedi. Ne kadar kelime bilirsen o kadar anlatırsın dedi. Nazım usta biraz durdu dilsiz ve sağırlar hiç kelime kullanmıyor dedi. Onlar nasıl konuşuyor dedi. Semra pür dikkat Nazım ustayı dinliyordu. Arkadaşı ise onlar işaret diliyle konuşuyor dedi. Nazım usta ona dönerek kainatta her şey konuşur dedi. Bakın şu bir birini seven çiftin dansı insana neler söylüyor değil mi dedi. Her kes o çifte baktı ama sadece Semra o çifte bakmadı o Nazım ustaya bakıyordu. Hülya ise Semra ya bakıyordu. Hülya Semra’ya baktıkça Nazım ustayı elinden kaptıracağını anladı. İçinden yakışıklılığın ortada aklını niye ortaya koyuyorsun be adam deyip içinden kızıyordu. Semra çok güzel bir kız ve zengin bir ailenin kızı ve iyi yetişmiş bir kızdı. Hülyanın çok canı sıkılmıştı. Yine konuşmalar ve gülüşmeler devam ediyordu ama Semra Nazım ustaya bakmamak için konuşanlara sadece bakıyor ama konuşmalara katılmıyordu. Dinlemiyordu bile. Hülya ise bu duruma sıkıntılı bir şekilde katlanmak durumunda. Ara ara Semra Nazım ustaya bakıyor ve Nazım usta bu bakışların kaçamakta olsa bu bakışların ve suskunluğun ne anlama geldiğini biliyordu. Bu kadar güzel bir kızda bir etki bırakması Nazım ustayı sevindirmedi. Hülya sıkıntılı ve Nazım ustaya dönerek biz artık kalkalım mı dedi. Arkadaşları kalın biraz daha dediler ama Semra hiç sesini çıkartmayıp onların nasıl bir bağ içinde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Nazım usta Hülyanın hiç elini tutmadı. Ve oradan ayrıldılar. Hülya onu kazanayım diye uğraşırken kaybetme durumuna düşmek çok zor diye düşündü. Ve artık hiç ümidi kalmamıştı. Semra yı iyi biliyordu Nazım ustaya o bakışları iyi biliyordu. Üzgündü ve Nazım usta ile vedalaşıp evine çıktı.
Normal günler rutin işler devam ediyordu. Nazım ustanın bir müşterisi usta senin hizmetinden memnun kaldım dedi. Bundan sonra araçlarımızın bakımını size yaptıralım dedi. Araç parkımız biraz fazla dedi. Olsun dedi Nazım usta alanımız var usta sayımızı da duruma göre arttırırım dedi. Her ayın otuzunda ödeme günümüzdür faturayı getireceğin gün geliş saatini haber verirsin dedi. Size o zamanda ödememizi yaparız dedi. Nazım usta kabul etti tokalaşıp ayrıldılar.
Ayın otuzu oldu şirkete geleceği saati haber verdi ve saatte şirkete gitti. Fatura karşılığı olan ödemeyi aldı şirketten çıkarken merdivenler de Semra ile karşılaştı. Semra ile konuştu . Semra burada biraz işinin olduğunu hemen işimi bitirip çıkacağım dedi. Eğer vaktin varsa bir yerlerde oturup bir şeyler içelim dedi. Nazım usta saatine baktı neden olmasın dedi. Tamam ben şimdi geliyorum deyip içeriye girdi. Nazım usta on beş dakika bekledi. Semra Nazım ustaya bakarak ona doğru yürüdü. Nazım usta Semra’ya döndü gidelim dedi. Bir terası olan bir binanın çatısında bulunan güzel bir kafeye gittiler. Nazım usta biraz etrafı süzdü ve bir yere oturdular. Semra ile konuştular. Semra onu tanımaktı gayesi ve bunu Nazım ustaya belli etmeden normal arkadaş çerçevesi içinde konuştu. Nazım usta servisinin adresini verdi. Semra arabam normal bakımlarında sana gelirim dedi Nazım ustaya. Vedalaşıp ayrıldılar. Bir gün Hülya Nazım ustayı ziyarete iş yerine geldi. Orada Semra’nın babasının ortağı olduğu şirketin logosunu taşıyan bir araç gördü. Ve Hülya Nazım ustaya dönerek bu araba kimin biliyor musun Semra’nın babasının dedi. Bu şirket çok iyi müşterimiz dedi Nazım usta. Hülya Nazım ustaya hayırlı olsun müşteriniz Nazım usta dedi. Hem de çok hayırlı olsun dedi. Ve Hülya hadi hoşça kal Nazım usta dedi. Nazım usta içinden yok dedi. Yok yok bu olmaz dedi. Merdivende karşılaştığı Semrayı düşününce yok yok olmaz dedi bir rastlantıdır dedi. Çünkü oturduk konuştuk hiçbir şey belli etmedi. Dedi. Ama içine bir kurt düştü.
Birkaç gün sonra Semra kendi aracının yağ ve flitre değişimi için. Nazım ustaya geldi. Nazım usta ile konuşuyorlardı. Aracı göstererek bu logosu olan araçlar sizin değil mi. Dedi. Evet babamın dedi . Ben şirketinize geliyorum ve sizi merdivende karşılaşıyorum dedi. Semra bak Nazım usta sen hiç normal arkadaşın veya kız arkadaşınla buluşmak için hiç numara çekmedin mi dedi. Evet çekmişliğim olmuştur dedi. Bizimde numaramız böyle oluyor Nazım usta o gözle bak buna sana iyilik olsun diye değil seninle bir saat oturmak sohbet için yapılmıştır bu numara. Hele bu bir bayansa çok masum bir davranıştır dedi. Semra hanım sizden korkulur dedi. Evet doğru dedi ama seven bir Semra’dan korkulmaz dedi. Nazım usta adeta dondu kaldı. Semra ne yapalım Nazım usta durum bu sen sordun bende izah etmek zorunda kaldım yalan mı söyleyeyim. Semra hanım çok güzel bir bayansınız bana söyleseniz sizinle bir saat konuşmak istiyorum diye ben gelirdim. Ben hiçbir erkekten böyle bir istekte bulunmam hele bilge bir Nazım ustadan hiç dedi. Şimdi bir yerlerde bir şeyler içelim mi dedi. Nazım usta hayır dedi. Başka zaman dedi. Semra hiç şaşırmadı. Olsun Nazım usta dedi ben sabırlı bir kızım dedi. Sen ne zaman istersen ben gelirim dedi. Nazım usta kızdı kendi kendine söylendi.
Ertesi günü şirkete gitti. Ve yetkiliye ben sizinle çalışmak istemiyorum dedi. Yetkili şaşırdı size karşı bir suç mu işledik dedi hayır bizim işler yoğunlaştı dedi. Nazım usta. Yetkili iyi ya dedi bu daha iyi değil mi dedi. Biz sizden çok memnunuz dedi sürekli arıza yapan beş araba vardı sizden sonra o arabalar hiç arıza yapmadı dedi. Nazım usta onurlandı ve şirketin samimi olduğunu anladı . Peki dedi devam edelim. Tabi dedi şirket yetkilisi. Nazım usta gitti.
Şirket başarılı çalışanlarını ödüllendirme günü vardı. Nazım ustayı da davet ettiler. Nazım usta belki Semra’yı görürüm diye düşündü ve gitti. Orada Nazım ustayı da söylediler ve ona övgü ile bahsettiler. Ve ona da bir teşekkür plaketi vermişlerdi. Nazım usta gelişine gelişen bu olaylardan memnun olmuştu. Gözleri Semra’yı aradı. Ama yoktu. Semra dışardan yeni içeri girdi ve Nazım ustayı gördü ve yanına geldi nasılsınız Nazım usta dedi. Nazım usta ile konuşmaya başladılar. Nazım usta hiç gözükmediniz dedi. Semra Nazım ustaya ben sizi beklerim dedim benimle görüşmek isterseniz siz aramalısınız dedi. Nazım usta ayıp ettik dedi. Semra neden dedi. Hani gözükmediniz dedim ya onun için dedi. Ama doğrusunu isterseniz ben sizi aramak isterdim ama o cesareti bulamadım dedi. Semra’nın bu çok hoşuna gitti . İçine şöyle bir nefes alarak rahatladı ve tebessüm ederek buradasınız ya önemli olan bu Nazım usta dedi. Konuştular konuşmaları normal arkadaş seviyesinde idi. Nazım usta ben gideyim dedi. Semra onu yolcu etti. Nazım usta elindeki teşekkür plaketini yan koltuğa koydu. Şöyle plakete baka kaldı bu da Semra’nın bir oyunumu diye düşündü. Rahatsız oldu. Yahu bu kız nasıl bir kız dedi kendi kendine. Bu kadın milleti adama kafayı yedirir arkadaş dedi. Sonra yola koyuldu düşüncelden uzaklaşmaya çalışıyordu. Biraz rahatladı ama içten içe de bir kız tarafından beğenilmenin mutluluğunu yaşıyordu.
Bir tarafta Hülya var diğer tarafta ayrıldığı nişanlısı var. Aslında mutlu idi ama sıkıntılıydı da. İşlerime dönmeliyim diye düşündü. Rutin olarak işlerini devam ettirdi. Günler geçiyordu ustalarına bazen kızıyor bazen takılıyor. Hayat devam ediyor da kızlar hiç arayıp sormuyorlar. Bir gün servisinden çıkıp sanayiye birkaç arabanın yedek parça siparişleri vardı. Onları almak için uğradı. Şöferi başka bir yere gitmişti. İş ona kalmıştı. Orada aracı park ederken Çiğdemi gördü. Ayak üstü çiğdemle nasılsın iyi misiniz sohbeti ve söz Hülya’ya geldi. Hülya nasıl dedi iyimi dedi. Çiğdem iyi dedi. Hiç gözükmüyor dedi. Çiğdem o yeterince gözüktü Nazım usta o senin askerlik arkadaşın değil. Dedi. Herhalde buraya kadarmış dedi. Her hal de ne bileyim Nazım usta dedi. Nazım usta başını öne eğdi ellerini cebine soktu. Biraz düşündü Çiğdem ne yapacak diye onu bekliyordu. Ben gideyim çiğdem hanım ben gideyim dedi. Çiğdeme Hülya’ya selam söyle dedi. Biraz gülümseyerek tamam Nazım usta söylerim. Dedi kendinize iyi bakın hoşça kalın. Ha nazım usta şunu da söyleyeyim o gün benim doğum günüm değildi bunu da bilin. Hülyanın da Semra’dan aşağı bir tarafı yok. Bilin istedim. Kendi kendine bu kızların hepsi antifirizci arkadaş dedi . Şerbetçi olanı yok mu diye kendi kendine söylendi.
Mağazaya girdi oradan iler ki masada duran patron Nazım ustanın çayını söyleyin dedi. Nazım usta ya yer gösterdiler Nazım usta düşünceli . Çayı geldi. Şiparişleriniz hazır Nazım usta dediler. Patron Salih bey biraz canınız sıkkın gibi Nazım usta dedi. Nazım usta her müşteri bir olmuyor Salih her müşteri bir değil. İçinden ama kadınların hepsi aynı diye içinden geçirdi. Şiparişler Nazım ustanın arabasına yerleştirildi. Nazım hoş çakalın dedi. Ve ayrıldı. Artık kopmalıyım ve işlerime bakmalıyım dedi. Kızlar söyleyeceklerini söylediler.
Kendi kendine top sende Nazım usta ya kalenin birine yada taca sana kaldı her şey dedi . Günler geçiyordu. Semra’nın babasının arabaları bakıma geliyor. Ama Semra’dan selam gelmiyor. Akşam oldu Nazım usta iş yerini kapadı sanayiye uğrayıp bir hesap ödemesi yapıp eve gitmek için yola çıktı. Sanayide bir yere arabasını park etti elleri cebinde yürüyordu. Yan tarafta bir ses Nazım usta gel buyur soframıza içmesen de kavunumuz var peynirimiz var dedi. Nazım usta sofraya doğru ilerledi maksat biraz sohbet.
Oturdu ona mezeleri kavunu ve peyniri yaklaştırdılar. Orası bir dükkanın büyük kapısına yakın içerde bir yerdi. Nazım usta bir şeyler atıştırıyordu. Onları dinliyordu. Müşterilerden bahsediyorlar konuşuyorlardı. Orda ustalardan birisi usta bu gün bir müşteri geldi abi bir içim su böyle güzellik olmaz. Bu kadar olur. Oradan birisi Allah sahibine bağışlasın dedi. Tabi tabi orası öyle dedi. Nazım usta rakıya baktı oradan bana da biraz koyun dedi. Ustalar birbirine baktı. Nazım usta ne bakıyorsunuz bizde içtik bunu şimdi içmiyoruz diye mi. Tamam Nazım usta bir şey demedik dedi. Hemen bardağı yarıladı üstüne suyu yanına da bir su dolu bardak hemen kavunu yaklaştırdılar. Alt tarafı bir kadeh içeceğiz ne var bunda Bir şey demedik Nazım usta. Laf lafı açtı sohbet koyulaştı Nazım ustanın kadehi bitti hemen arkadaşları bir daha doldurdular ama artık hiç kimse Nazım ustaya bir şey demiyordu. Nazım usta konuşmalara katılıyor siyaset futbol başkanlar topçular ligi kaçıncı bitiririz gibi muhabbetler. Nazım ustanın bir kadehi daha bitti. Tekrar doldurdular. Yine sohbet ve bu sefer şiirler başladı. Nazım usta bir kadehi daha devirdi. Üç kadehi buldu. Sonra ben gideyim arkadaşlar dedi. Oradan birisi biraz sonra hava iyice kararır çingene yaşar gelecek biraz bir şeyler tıngırtadır. Kal Nazım usta dediler. Nazım usta gideyim dedi biraz ötede duran arabaya yöneldi.
Arabayı açtı içeri bindi ama çevirmeye takılırsa iş fena olur. Şöyle düşündü ben bu durumda hangi kızı arayıp beni evime götürmesini isteyebilirim diye düşündü. Çağırsam çağırsam çiğdemi çağırırım ne eski nişanlımı ne Hülya’yı nede Semra’yı . Hiç birini çağıramam bir taksiyi çağırayım beni o eve götürsün dedi. Taksi durağını aradı. Alo iyi akşamlar bir taksi istiyorum.
Nereye gideceksiniz ona göre araba gönderecem dedi. Nazım usta Parise dedi. Duraktaki Nazım usta sen misin dedi. Evet benim tamam Nazım usta . Ben sanayide yedek parçacı Salihin dükkanın sağ tarafında arabanın içindeyim. Eğer uyursam kaldırmayın. Hemen geliyoruz Nazım usta hemen geliyoruz dedi. Telefon kapandı.
Evine geldi kız kardeşi onu karşıladı kız kardeşi ona hoş geldin dedi. Açmısın abi dedi hayır midem doluda kalbim aç Saliha kalbim. İçtiğine göre hiçte aça benzemiyor dedi. Ben yatıyorum Saliha dedi odasına gitti.
Nazım usta sabah işindeydi. Ustalarıyla mücadele devam ediyordu. Şirkete ay sonu fatura ödemesinde Semra ile karşılaşıyor sohbet ediyorlar . Semra ona hiçbir şekilde baskı hissettirecek bir davranışta bulunmuyor. Ölçülü ve samimi. Bir şekilde Nazım ustada ona öyle davranıyor. Bu konuşmalar Nazım ustada Semra’yı tanıdıkça rahatlamasına sebep oluyordu hatta gülmeler espiriler. Artık Semra’ya yakındı.
Yine bir Semra ile buluşmasında Semra Nazım ustanın gözlerine baktı ve Nazım usta siz ağladınız mı dedi. Nazım usta evet dedi. Niye ağladınız ki. Sevdiğim kız beni terk etti dedi. Nasıl yani sizin sevdiğiniz mi vardı.
Evet vardı.
Şaka yapıyorsunuz Nazım usta her halinizden şaka yaptığınız belli ne oldu gözlerinize .
Bir arabanın dingil başında bir kaynak işi vardı bir tornacım var ona verdim onunda ustaları gitmişti Ona yardım edeyim dedim farkında olmadım benim gözlerimi kaynağın ışığı aldı dedi. Peki ne olacak gözlerinize ya kör olursanız.
Evet öyle bir tehlikesi var. Bakacaz çaresine .
Nazım usta şaka yapıyorsunuz. Beni korkutmayın. Geçecek Semra hanım geçecek. Yarına hiçbir şeyim kalmaz.
Semra kendi kendine öğreneceğiz dedi Nazım usta ne dedin dedi. Yok bir şey Nazım usta. Yine kendi kendine içinden başka kızlar gözünü almasında gerisi hallolur. Nazım usta kalktı bir başka masada arkadaşını gördü iyi müşterisi idi ayıp olmasın diye Semra’dan izin istedi. Ve arkadaşının yanına gitti ayak üstü hal hatır soruyordu.
Semra yalnız kaldığında Bu adamı harekete geçirmek için başka erkeklerle kıskandırmam mı gerekiyor. Böyle şeyler bana göre değil . Bu adam farklı ya ters teperse. Yok yok bana göre değil. Olmaz öyle.
Yanıma bir erkek arkadaşım geldiğinde beni kıskanıyor anlıyorum ama sevdiğinden mi bunu anlayabilmiş değilim diyordu.
Nazım usta masaya döndü ve sohbetleri devam etti Semra’nın başka arkadaşları da masaya geldi ve sonunda herkes evlerine dağıldı. Tabi süreç nazım usta için sıkıntılı idi. Semra Nazım ustaya araba kullanabilir misin Nazım usta kullanabilirim dedi. Semra bunun farkındaydı onun eve gitmemesi Semra’yı hoşnut etti.
Nazım usta bazen sabahları kahvaltı etmediğinde Hülya’nın kafesine gidip bir şeyler alıp iş yerinde yiyordu. Bazen Hülya orada oluyordu bazen olmuyordu. Pek Hülya ile görüşemiyorlardı ama Hülya eskisi gibi bir gayret içinde değildi. Uğradığında Hülya ile görüşüyor konuşuyordu.
Hem Semra ve arkadaşları ile buluşup bazen yemekte bazen kafede oturuyorlardı. Ama Hülya da biraz daha fazla uğramaya başladı sabah kahvaltısını ara ara lale kafede yapıyordu.
Bir gün işyerinde çiğdem hanımın arabasına kamyon çarpmış dediler. Nazım usta olayı öğrenmeye çalışıyor. Hülya’yı arıyor cevap veren yok. Hangi hastanede onu öğrendi yalnız iki kişiymişler onu öğrendi. Büyük bir telaş içinde hastaneye ustasına arabayı kullandırarak gitti. Hastanede birisinin vefat ettiğini ve morgda olduğu diğerinin acilde olduğunu öğrendi ilk önce morga gitti. Morg görevlisini kazada ölen bayan mı erkek mi diye sordu bayan dedi. Nazım ustanın dizleri güçsüzleşti bakabilir miyim dedi. Görevli kabini çekti Nazım usta Hülya‘yı gördü. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Benim seni sevdiğimi anlamam için ölmen mi gerekiyordu Hülya dedi.
Ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu. Konuşamıyordu. Sürekli ağlıyordu. Semra geldi kız arkadaşları geldi. Herkes toplandı. Nazım usta hastane bahçesinde ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu. Semra ise sevdiği adamın bir başkasını sevdiğini gördü. O hem Hülya’ya üzülüyordu hem kendine üzülüyordu.
Haftalar geçti. Bir akşam Semra o Nazım ustanın servisine yakın bir yerden geçiyordu. Nazım ustaya bir bakayım dedi. Servisin önüne geldi. Servis kapalıydı. İleri karşı köşeye baktı. Orada bir grup oturuyordu. Oradan geçerken Nazım ustanın da orada olduğunu gördü. Nazım usta çilingir sofrasın da biraz çakır keyif. Semra arabadan indi Nazım ustaya yöneldi herkes Semra’ya döndü Nazım ustada neye bakıyorlar deyip Semra’yı gördü.
Semra hanım hoş geldiniz.
Hoş buldum Nazım usta. Durumunuz nasıl Nazım usta sizi ben eve kadar götüreyim dedi.
Nazım usta Semra’ya az otur şu kadehimde az kaldı onu içmeden bırakmak olmaz dedi.
Tamam Nazım usta ben arabada sizi beklerim dedi. Herkese iyi akşamlar dedi. Ve arabasına gitti.
Nazım ustaya sen kızı bekletme biz o yarımı içeriz sen git dediler.
Tamam arkadaşlar akşamınız güzel sohbetiniz anlamlı yüzünüz güleç olsun hoş çakalın dedi. Arabaya yöneldi. Araca bindi kemerini takmaya çalışıyor. Semra hanım ona yardım etti.
Semra nasılsınız Nazım usta dedi. Biraz üzgünce ama sebebini sormayın Semra hanım dedi. Tamam Nazım usta sormam. Nazım usta sen bana yolu tarif et eve gidelim dedi.
Eve vardılar. Ona zili sordu ve eve yavaş adımlarla kapı önüne geldiler. Kapı zili çalındı kapıyı Saliha açtı. Kapıda abisi ve bir genç kız. Saliha bir anlam veremedi. Nazım usta misafirimiz dedi. Saliha hoş gelmiş dedi. İçeri girdiler Nazım usta koltuğa yerleşti. Gözlerini kapadı. Dinleniyordu. Saliha meraklı ama nasıl soracak onu bilmiyordu.
Abimin kız arkadaşı mısınız Semra evet dedi. Yani şey sevgilisi misiniz. Hayır dedi Semra o benim sevgilim dedi Semra. Saliha abisine baktı. Gözleri kapalı Abisi hafif tebessüm etti. Saliha ben bir şey anlamadım.
Karnınız aç mı size sofra kurayım. İyi olur dedi Semra. Semra bir şeyler atıştırıyordu. Saliha abim uyudu onu odasına götüreyim dedi . Bırak uyusun dedi Semra. Saliha ve Semra biraz konuştular. Siz o ki seviyorsunuz size de bir oda ayarlayayım orada kalın dedi Semra bir evi arayım kız arkadaşımda kalıyorum deyip haber vereyim. Sonra duruma göre kalırım. dedi. Evini aradı haber verdi evet kalayım Saliha dedi.
Sabah oldu. Nazım usta sabahı koltukta yaptı. Semra ile Saliha kahvaltı sofrasını hazırladı. Nazım ustada kalkmıştı. Herkes hazırlığını yapıp sofraya oturdular. Konuştular. Semra Nazım ustaya sık sık akşamları çilingir sofrasına takılıyor musun Nazım usta dedi. Bu aralar evet dedi. Nazım usta senden bir şey rica etsem kabul eder misin dedi. Tabi olur Semra dedi. Bir hafta çilingir sofrasına uğrama bu gün Salı bir hafta sonra Salı günü hani gitmiştik ya o teras kafeye akşam saat yedide gel ben orada olacağım. Biraz sohbet edelim ne diyorsun. Nazım usta gelirim Semra sen beni seven kızsın bildiğin bir şey vardır gelirim. Tamam Nazım usta ben şirkete gitmek zorundayım. Şimdi gidiyorum kendinize iyi bakın. Dedi dışarı çıktı. Yolda arabasına giderken düşünüyordu . Belki o başkasını sevdi ama bende onu seviyorum dedi. Ve şirketin yolunu tuttu.
Bir hafta sonra Nazım usta çok şık bir şekilde giyindi. Ve o saatte orada Semra’yı bekliyor du. Semra geldi.
Semra ile biraz konuştular havadan sudan. Semra Nazım usta beni güzel bulduğunu söyledin başka bende neler görüyorsun dedi. Nazım usta konuşmaya başlamadan önce elini hafifçe sağ dizine vurup öyle konuşuyorsun dedi. Semra şaşırdı hakikaten ben öylemi yapıyorum evet dedi Nazım usta. Allaallah dedi.
Sonra ne görüyorsun dedi. Güleceğin zaman başını biraz eğip gözlerini bana bakıp öyle gülüyorsun dedi. Ya öylemi yapıyorum. Sıkıldığın zaman ellerini kavuşturup önüne koyuyorsun dedi. Birde nefes alıyorsun dedi.
Tamam Nazım usta tamam benim saçımmı güzel ne bileyim beni çekici bulmuyor musun. Semra hanım siz tepeden tırnağa güzelsiniz. Abiyane tarifle sizi görenin çenesi düşüyor.
Nasıl yani çok mu konuşuyor.
Hayır bayağı aşağı düşüyor.
Beni cazibeli seksi ne bilim öyle şeyler . Yani beni erkekler arzulamaz mı.
Bak Semra böyle şeyler konuşma .
Neden .
Konuşma böyle Şeyler Semra konuşma işte. İlle de her şeyin bir sebebimi olacak. Bir güzel bir kızın karşımda böyle konuşmasını istemem.
Ben sadece senin için güzel bir kız mıyım sadece o kadar mı. Semra beni zorlama . Sen ne istediğini bilen kızsın ,
Ama sen seni isteyeni bilmeyen adamsın. Ben ayrıca öyle mantık evlliliğine inanmam çünkü bende mantık falan kalmadı. Ben seni seviyorum ve içki masalarında Hülyayı aramanı kabullenemem.
Bak Semra benim çok işim var.
işinmi var .
Boş ver yüzüğü yüzük bizim meslekte tehlikeli.
Yüzüğümü boş vereyim.
Nazım usta gömlek cebinden iki fotoğraf çıkarttı birde nüfus kağıdını al bunları git nikah dairesine nikah için gün al ondan sonra nikah daha sonrada düğün yaparız deyip Semra’ya hafif bir tebessümle bakıyordu.
Semra Nazım ustaya baktı Nazım usta o bakışları biliyordu. Hem de çok iyi biliyordu..
17 aralık 2024. Halil Bahadır.